ŞİFACIYA SESLENİŞ
Izdırabımı boğabilir misin bir gülümseyişinle
Ya da karanlıklarımın değirmeninde un ufak olmuş
ruhuma bir leylak rengi verebilir misin bana uzanan ellerinle
Ne sebeple hangi zaman ve yerde ben böyle çaresizliğin
sisinde yolumu yitirmişken
İhtiyacım olan o hayata tutunma gücünü yeniden
hissettim bana bir merhaba deyişinle
Ey karanlık gecelerde sık sık ölümle karşı karşıya
gelen, ölümün sesini duyan ,nefesini hisseden
Söyle hangi ab-ı hayat diriltir senin
Her bir ölümle ölen ruhunun neşesini
Ey acı dolu inleyişleri bir gömlek gibi üzerinde
taşıyan ,gezdiren
Acıyı kapalı kapılar ardına kilitleyen
Söyle hangi sevgi senetleri sebep olur
Kalbindeki acı bankasının iflas etmesine
Ey ölümle yaşam arasında ki o ince çizgide gezinen seyyah
Hiçbir katilin ellerine kan bulaşmadı senin ellerine
bulaştığı kadar
Ve hiçbir güle yakışmadı kırmızı
Senin ellerinde duran kandan kırmızı güller kadar
Söyle hiç mi senin baharın olmadı, kışın olmadı
Ateşin çıkmadı ,karnın ağrımadı
Zamanın sana sessizce fısıldadıklarını duymadın
Kızın ilk adımını attı ,oğlun ilk kez anne dedi sen
yanlarında olamadın
Bir nöbet sonrası sessizce öptün onların minik
ellerini ayaklarını
Ey gecenin ateşini ölçen
Yeni doğan günün ritmini tutan
Rabbimin yeryüzündeki merhamet çiçeği
İçimdeki binbir yaraya merhem olan anne şefkati
Söyle ruhunu hangi güzel bahçede dinlendiriyorsun ki
Her nöbet sonrası ,uyku dilenen gözlerinle
Yeni doğan güneşe,güne ,hayata
Böyle onurluca ben hemşireyim diyebiliyorsun
13 Mayıs 2022